Turizm
ESKİŞEHİR İLİNE AİT BELİRLİ GÜNLER
TERMAL TURİZM
Yer altı suları açısından son derece zengin olan Eskişehir’de termal su, tarih boyunca birçok uygarlık tarafından yaygın olarak kullanılmıştır. Hatta, Dorlaion kentinin kuruluş yeri olarak, Eskişehir merkezindeki sıcak sular bölgesi gösteriliyor.
Eskişehir, tarih boyunca Şifalı Frigya (Phreygia Salutaris) olarak bilinen bölgenin önemli yerleşimlerinden biri olmuştur. Eski Yunanlı yazar Athenaus, MÖ 200 yıllarında yazdığı kitabında, içilebilen sıcak sulardan söz eder. Roma döneminde Köprübaşı ve Sıcak Sular bölgelerinde bulunan hamam ve kaplıcalar nedeniyle Eskişehir, tercih edilen bir yerleşim yeri olur. Bizans döneminde ise Eskişehir, şifalı sıcak suları nedeniyle, Bizans imparatorlarının dinlenme merkezlerinden birisidir.
Şehrin merkezinde ve birçok ilçesinde termal seçenekler bulunuyor. Sıcaksular bölgesinde bulunan oldukça yüksek debili sıcak su kaynağı, yerinde veya taşınarak fizyoterapi türünde tedavi amaçlı olarak kullanılmaya uygundur.
Porsuk Nehri ve kolları yanında soğuk ve sıcak yer altı suları ile bir su kenti olan Eskişehir termal kaynaklar yönünden oldukça zengindir. Sıcak sular, kent merkezini de içine alacak biçimde Eskişehir il yüzeyinin tamamına yayılmış hâldedir. Günyüzü Çardak Kaplıcası’nın termal suyu, Türkiye’nin birinci derecede önemli ve öncelikli maden suları arasındadır. Yine Hasırca termal kaynağı ve Sakarıılıca termal kaynağı ülkenin üçüncü derece önem ve öncelikli kaynakları arasında sayılmaktadır.
Tarih incelendiğinde, eski medeniyetlerin yaşadığı bir il olmasının etkisi ile de; Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan hamam ve kaplıcaları olduğu görülmektedir.
Kızılinler ve Sakarıılıca Bölgesi, Bakanlar Kurulu kararıyla Termal Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir. Ayrıca 2023 Türkiye Turizm Stratejisi’nde belirlendiği üzere Eskişehir “Frigya Kültür ve Termal Turizm Gelişim Bölgesi”nin içinde yer almaktadır. Bu durum bölgenin yakın gelecekte termal turizm alanında planlı bir şekilde sıçrama yapacağının da bir göstergesidir.
ILICALAR
Aşağı ve Yukarı Ilıca
İl merkezinin 30 km güneyinde, Kalabak deresine karışan Ilıca suyu kenarındadır. Kaynaklar basit duvarlar içindedir. Suları sıcak, doğal lezzette hafif kükürtlüdür. Ağrılı hastalıklar için kullanılıyor.
Sakarı Ilıcaları
Eskişehir’in kuzeyinde yer alır. Eskişehir’e uzaklığı 32 km’dir. Orman içerisinde turistik belgeli tesisin yanısıra çadır alanları da vardır. Doğa ile iç içe olunabilecek bir kaplıca merkezidir. Sarıcakaya-Eskişehir yolu üzerinde, Anadolu Üniversitesi İki Eylül Yerleşkesi yolundan gidilen ve dağların arasında bir vadiye sıkışmış bu yer, kaplıcaların sıcak sularına ihtiyaç duyanların, mangal sever piknikçilerin, çam ağaçları arasında yürümek isteyenlerin gitmesi gereken bir yer. Burada kalmak için oda kiralayabilir veya mevcut az sayıda otelde kalabilirsiniz. Fiyatlar oldukça uygun.
Sıcaklığı 43-48oC arasında değişen ve debisi 3 lt/sn olan kaplıca suyu, yörede bulunan hamamlara tümüyle örtülü bir kaptaj kuyusundan üstü kapalı bir kanalla geliyor. Akan suyun sıcaklığı 53oC Nevrit, nevralji, kronik romatizmal hastalıklar, kırık-çıkık sekelleri, kadın hastalıkları, lumbago, diabet, şişmanlık ve böbrek hastalıklarına iyi geliyor. Aynı yörede 25.5oC sıcaklıkta ve maden suyu niteliğinde bir su kaynağı daha bulunuyor. 1993’te Termal Turizm Merkezi ilan edilen bölgenin sınırları 2006 yılında genişletilmiştir.
Ayrıca Sarıcakaya'ya bağlı Mayıslar köyü ile Dağküplü köylerinin arasında bulunan, suyunun kükürtlü ve yumurta kokulu olduğu bilinen yumurtalı çeşme; cilt kaşıntıları ve sedef hastalığına iyi geldiği söylenmektedir.
KAPLICALAR
Hasırca Kaplıcası
Türkiye’nin 3. derece önemli ve öncelikli kaplıcaları arasında yer alıyor. İl merkezine 30 km, Kızılinler Köyü’ne 15 km uzaklıkta çiftlik içerisinde bulunan yuvarlak bir havuzun içinden kaynaklanıyor. Dışarıda büyük bir yüzme havuzunda toplanan su sonradan toprağa bırakılıyor. Romatizmal hastalıklara, dolaşım ve kalp hastalıklarına, sinir sisteminin uyarılmasına ve metobalizma bozukluklarına iyi geldiği belirtiliyor.
Çardak (Hamamkarahisar) Kaplıcası
Sivrihisar Polatlı yolundan Günyüzü’ne ayrılan yolun 15. km’sinde Hamamkarahisar adlı köyün yakınında bulunan kaplıcanın suyu hafif eğimli bir tepenin yamacındaki tek bir kaynaktan çıkıyor. 35oC sıcaklıktaki suyun debisi 45 lt/sn Kaplıcada yer alan ve tarihsel değeri de olan iki hamamın içinde 1.5 m derinliğinde ve 6x6 m boyutlarında biri erkeklere biri kadınlara ayrılmış iki havuz var.
Uyuzhamam Kaplıcası
Alpu’nun 16 km. güneydoğusunda aynı isimli köyden çıkan su, üzeri 1.5 m derinliğinde ve 5x4 m. boyutlarında duvarla çevrili iki havuzun birinden kaynayıp diğerinden taşıyor. 29oC sıcaklığındaki kaplıca suyu özellikle deri hastalıklarında olumlu etki yapıyor. Ayrıca suyun yatağındaki çamur da bu hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Kaplıcada tesis bulunmamaktadır.
Kızılinler Kaplıcası
2006 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile termal turizm merkezi olarak ilan edilmiştir. Eskişehir’e 13 km uzaklıkta Kızılinler Köyü’ndedir. Köyde bitişik nizamda pansiyon tipinde 4 odada kaplıca hizmeti veriliyor. 38oC sıcaklığa sahip su mide, böbrek, bağırsak, romatizma, kadın hastalıkları ve cilt hastalıkları tedavisinde yararlıdır. Kızılinler Köyü ve çevresi, bir rekreasyon alanı olarak değerlendirilmeye son derece uygundur; ayrıca yeni araştırmalarla suyun debi ve kalitesinin artırılması söz konusudur.
HAMAMLAR
Yer altı suları açısından son derece zengin olan Eskişehir’de termal su, tarih boyunca birçok uygarlık tarafından yaygın olarak kullanılmıştır. Hatta, Dorlaion kentinin kuruluş yeri olarak,
Eskişehir merkezindeki sıcak sular bölgesi gösteriliyor.
Eskişehir, tarih boyunca Şifalı Frigya (Phreygia Salutaris) olarak bilinen bölgenin önemli yerleşimlerinden biri olmuştur. Eski Yunanlı yazar Athenaus, MÖ 200 yıllarında yazdığı kitabında, içilebilen sıcak sulardan söz eder. Roma döneminde Köprübaşı ve Sıcak Sular bölgelerinde bulunan hamam ve kaplıcalar nedeniyle Eskişehir, tercih edilen bir yerleşim yeri olur. Bizans döneminde ise Eskişehir, şifalı sıcak suları nedeniyle, Bizans imparatorlarının dinlenme merkezlerinden birisidir.
Şehrin merkezinde ve birçok ilçesinde termal olanaklar bulunuyor. Porsuk Nehri ve kolları yanında soğuk ve sıcak yer altı suları ile bir su kenti olan Eskişehir termal kaynaklar yönünden oldukça zengindir. Sıcak sular, kent merkezini de içine alacak biçimde Eskişehir il yüzeyinin tamamına yayılmış haldedir. Günyüzü Çardak Kaplıcası’nın termal suyu, Türkiye’nin birinci derecede önemli ve öncelikli maden suları arasındadır. Yine Hasırca termal kaynağı ve Sakarıılıca termal kaynağı ülkenin üçüncü derece önem ve öncelikli kaynakları arasında sayılmaktadır.
Şehir merkezinde Sıcaksular bölgesinde bulunan oldukça yüksek debili sıcak su kaynağı, yerinde veya taşınarak fizyoterapi türünde tedavi amaçlı olarak kullanılmaya uygundur.
ESKİŞEHİR'DE BULUNAN TERMAL KAYNAKLARIN FAYDALARI VE ÖZELLİĞİ
ESKİŞEHİR İL KÜLTÜR TURİZM REHBERİ
ESKİŞEHİR İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ
ÖRENYERLERİ
Pessinus Örenyeri
Pessinus (Ballıhisar) ören yeri, Ankara- Eskişehir karayolu üzerinde Sivrihisar yakınlarındaki Ballıhisar'da bulunmaktadır. Pessinus, tanrıların anası Kibele olarak anılan tanrıçanın ünlü kutsal yerleşmesiyle birlikte “Rahipler Devleti” şeklindeki antik bir Frig yerleşmesiydi. Ana Tanrıça'nın şekilsiz taştan yapılmış kült heykelinin (Baitylas) gökten indiğine inanılıyordu. Kent, Bergamalılar'ın egemenliği altında kalmıştı, fakat Galatlar'ın saldırısına rağmen buradaki rahipler sınırlı bir özgürlüğe sahip olabilmişlerdi. Kenti beş Frigyalı ve beş de Galat rahiple birlikte bir baş rahip yönetmişti. MÖ. 204 yılında Roma senatosunun Pessinus'a elçiler gönderip Kibele'nin kült heykelini Roma'ya getirtmesi ve orada inşa ettirilen bir tapınağa bu heykelin yerleştirilmesiyle kent çok büyük bir üne kavuştu. MÖ. 25 yılında Augustus, Galatia eyaletini kurunca, Pessinus Romalıların yönetimine geçmiştir. Yapı çok ilginç bir plana sahiptir. Dar kenarlarında altı, uzun kenarlarında on bir sütun bulunan peristasis (antik tapınağın etrafını çeviren sütun dizisine verilen ad) Hellen tapınağının değişik bir uygulamasını göstermektedir. Yapıyla ilişkisi olan ve bir theatron (Antik Yunan tiyatrosunda seyircilerin oturduğu kısma verilen ad) işlevi gören gösterişli bir basamak sırası ortaya çıkarılmıştır. Bu nedenle Belçikalı araştırıcılar onu bir tiyatro-tapınak olarak tanımlamışlardır. Buna rağmen Ekrem Akurgal söz konusu basamakların Kibele kültü ile ilgili olduğunu düşünmektedir. Çünkü tapınağın yeraltı bölümü Aizonai Tapınağı'nda olduğu gibi buna işaret etmektedir. Mimari süslemelerine göre tapınak MS. 1. yy'ın ilk yarısında yapılmıştır. Açık bir alanı üç yandan çeviren portiko (çatısı sütunlarla taşınan hol) kalıntıları buranın bir agora olarak düzenlendiği görünümünü vermektedir. Yapı, eski Anadolu kültürleriyle ilişkili Hellen tapınakları şeklinde batıya bakmaktadır.
Ziyaret Saatleri |
|||
---|---|---|---|
Yaz Dönemi |
09:00 - 19:00 |
||
Kış Dönemi |
08:00 - 17:00 |
||
Giriş Ücreti |
Ücretsiz |
|
Midas Antik Kenti (Yazılıkaya)
Çiftelere 39 km uzaklıkta bulunan Midas, binlerce yıl önce kayalık bir platform üzerine kurulmuştur. 1315 metre yükseklikte, dikdörtgen şeklindeki, Frigya yaylası üzerinde bulunmaktadır. Roma devrindeki yazarlar, bu bölgenin havasının sağlıklı ve toprağının bereketli olduğundan söz etmişlerdir. Bardakçı Suyu da bu bölgeden geçmektedir. Midas Anıtı, Frigya sanatının tipik bir örneğidir. Bu anıt, bir mezar anıtı olmayıp, Frigya'da pek çok kaya anıtı örneğinde görüldüğü gibi, bir Kybele (Ana Tanrıça) heykeli koymak üzere yapılmıştır. Anıtın üzerinde Frig yazıları olduğundan "YAZILIKAYA", yazılarda ise "MİDAS" adı geçtiğinden "MİDAS AMİTİ" denmiştir. Kült anıttır. Midas Anıtı'nın M. Ö. 550 yıllarında yapıldığı sanılmaktadır. Kaya üzerinde, bir tapınağın cephesi biçiminde işlenmiştir. Cephesi doğuya bakmaktadır. Anıtın en ilginç yönü, üzerinde henüz çözülememiş olan ve ilk kez 1839 yılında Ch. Texiker tarafından yayınlanan, üç yazıtın bulunmasıdır. Birinci Yazıt: Alınlığın üzerindeki kaya çıkıntısı üzerinde bulunan 11 m uzunluğunda ve 45 cm büyüklüğündeki harflerin yazılı olduğu bir yazıttır. Frig dili ile ilintili "ATEŞ" ve "MİDAİ" sözcükleri belirgin olarak okunmaktadır. Ateş, Frigliler'in bir tanrısıdır. Midai, efsanelere göre Kral Midas'ın annesi ve ürünlerin koruyucusudur. Aynı zamanda, demirin keşfi de bu tanrıçayla ilgilidir. Bu yüzden, bu anıt ile demir endüstrisi kökeni arasında bir bağlantı vardır. İkinci Yazıt: Midas Anıtı'nın iki ucunda dikdörtgen şeklindeki bir girintinin, dip duvar ve yan duvarı üzerinde, 45 cm'lik harflerle işlenmiş bir yazıttır. Üçüncü Yazıt: Kuzey taraftaki dikdörtgen dikmenin üzerinde, yukarıdan aşağı 25 cm büyüklüğündeki harflerle yazılmıştır. Yazıtın başındaki "BABA" sözcüğü belirgin olarak okunmaktadır.
Ziyaret Saatleri |
|||
---|---|---|---|
Yaz Dönemi |
09:00 - 19:00 |
||
Kış Dönemi |
08:00 - 17:00 |
||
Giriş Ücreti |
Ücretsiz |